Kısa Kısa

Ben önce O’nun gözlerini, müteakiben oyunculuğunu beğendim

Onu ben ilk Çemberimde Gül Oya‘da izledim. İlk kez O‘nu ve Özge ÖZBERK‘i o dizide tanıdım ve hem oyunculuklarını hem de kendilerini beğendim.

Onu ilk Çemberimde Gül Oya’da gördükten belki 1 ay sonra bir önceki yıl vizyonda olan Okul filmini izledim. Cidden bu kız oyunculuk anlamında git gide iyileşiyordu.

Sonra bir gün Çağan IRMAK’ın yönettiği film serisi olan Kabuslar Evi‘nde gördüm. Sırf o oynuyor diye izledim ve sonraki bölümlerini de bekledim ama nafile.

Sonra bir ara beni kısa film tutkusu sardı. Rasgele indirdiğim 5-10 dakikalık filmleri izlerken filmin birinde O‘nu da gördüm. Defalarca izledim o filmi. Sonra bir kısa filmde daha rol almış. Onu da kısmetse az sonra izleyeceğim.

Bir de son olarak Bıçak Sırtı adlı dizide konuşturdu oyunculuğunu. Mutsuz bir kadın rolü bence bu kadar güzel oynanamazdı.

Ben Melisa SÖZEN‘de farklı bir şeyler gördüm. Çevremdekilerin yaptığı gibi ‘manyak fiziği varmış‘, ‘şimdi var ya…‘ gibisinden cümleler kurmadım O‘nun için. Ben O’nun gözlerine baktım ve beni çeken bir şeyler vardı.

Önce gözlerini, müteakiben oyunculuğunu beğendim.. Ben O‘nun gerçekten oyuncu olduğunu gördüm bence. Benim kafamdaki oyuncu profilindeydi. Rolünün hakkını veriyordu.
Gerçek hayatta nasıl biri hiç bilmiyorum.

Ama bu yaşına rağmen bence çok büyük şeyler yaptı, yapıyor.

Not: Şimdi de her cuma 20:30’da NTV’nin yeşil ekranında ‘Dünyayı Kurtaran Kadın’ rolünde.. 🙂