Kültür Yolculuğum

2019 Yılını İlk Yarısında İzlediğim Tiyatrolar

2018 Yılı Hayat Değerlendirmesi adlı yazımda bu sene yapmak istediklerimle alakalı bir bölüm de vardı. O bölümde olabildiğince fazla kültür gezisi yapacağımı söylemiştim ve geçen beş aylık süreçte sadece tiyatrolar bakımından gerçekleştirdiğim hedefimle alakalı bir şeyler paylaşacağım.

İlk gittiğim oyun Sevgili Arsız Ölüm DirmitÖnce Kitabını Okuyup Sonra Oyununu İzlemek: Sevgili Arsız Ölüm Dirmit adlı yazımda bahsettiğim ve okurken çok zorlanmama rağmen Latife Tekinin Sevgili Arsız Ölüm kitabının baş karakteri Dirmiti ve iç dünyasını anlatan tek kişilik bir oyundu.

Şubat ayı başlarında ise Sabahattin Alinin popüler eseri Kürk Mantolu Madonna adlı kitabından uyarlanan aynı adlı oyuna gittim. Bu oyunla ilgili düşüncelerimi de Önce Kitabını Okuyup Sonra Oyununu İzlemek: Kürk Mantolu Madonna adlı yazımda paylaşmıştım.

Mart ayı başlarında ise Chole Patrick tarafından yazılan Uzlaşma adlı oyuna gittim. Ülkemizde yeni yeni duyulmaya başlayan arabulucuk sisteminin işlendiği bir oyun. Ayrıldıktan sonra oğullarıyla iletişim sorunları yaşayan eski bir çiftin mahkeme tarafından atanan arabulucuda arayı bulamamaları ve hatta arabulucular arasındaki sarsıntılı bir geçmişin aydınlanmasını konu alıyor.

Mart ayının ortalarına doğru ise Victor Hugonun Sefiller adlı kitabından uyarlanmış aynı adlı oyuna gittim. Kadıköy Halk Eğitim Merkezi sahnesinde izlediğim oyun kalabalık bir ekip tarafından sahneleniyor. Sefilleri okumadığım için kitabı ile karşılaştırma yapamıyorum. Okuyan arkadaşlarım ise memnun kalmadıklarını söylüyorlar. Ben ise izlerken oldukça etkilendim.

Nisan ayının ortalarına doğru Matruşka adlı ve Tuncer Cücenoğlu tarafından yazılmış 2 kişilik bir oyuna gittim. Bir erkek, bir kadın, bir ilişki… Kavgalar, inişler çıkışlar, çatışmalar, ayrılıklar, barışmalar. İlişkinin doğası diye yutturulmuş olayların işlendiği izlerken eğlenebileceğiniz ve yer yer sizinde dahil olduğunuz bir oyun.

Mayıs başlarında ise bir türlü ısınamadığım ve ısınmak için yaptığım girişimlerimin bir şekilde durdurulduğu İskender Pala tarafından kaleme alınmış Aşk Bir Zamanlar (Gazale) adlı oyuna gittim. 2. Mahmut döneminin İstanbulunda geçiyor. Yangınlarla kasıp kavrulan İstanbulu, aşk ve aşkın gerçekliği, Yaradanın gücü gibi konuları şiirsel ve görsel motiflerle zenginleştirerek izleyiciye sunuyor.

Ne yazık ki hiç bir İskender Pala kitabını tam anlamıyla okuyamadım. Ya kitap eksik basılmış oluyordu ya da kayboluyordu. Bu oyun bir İskender Pala eserini tamamen bitirdiğim ilk eser oldu. Şehir Tiyatroları sezonunda izlediğim son oyun olduğu için iyi bir kapanış oldu diyebileceğim güzellikte bir oyundu.

2018 yılı sonlarında ise ise hakkında bir şey paylaşmadığım John Patrick tarafından yazılmış Tatlı Kaçık oyununa gitmiştim. Oyun yaşarken eğlenmeyi seven, hayatın iyi tarafını gören Bayan Opal ve birlikte yaşadığı ama izleyicinin görmediği kedi Mr. Tanner ile onlara misafir olan üç kişi arasında geçiyor. Eğlenceli bir kaçık olan Bayan Opal şansı sayesinde bir şekilde hayatta kalırken sevgisi ve iyi niyetiyle O’na zarar vermek isteyenleri de iyileştiriyor.

Yer yer güleceğiniz, yer yer hüzünleneceğiniz güzel ve eğlenceli bir oyun Tatlı Kaçık. Oyuncular içinde Bizimkiler dizisinden hatırlayacağınız Ayşe Kökçü ve farklı dizilerde yer alan bazı oyuncular bulunuyor.

2018 yılının başlarında gittiğim Bak Bizim Şarkımızı Çalıyorlar Müzikali Üzerine Düşüncelerimi okumak için bağlantıyı takip edebilirsiniz.

Yukarıda bahsettiğim oyunların bir çoğuna bir arkadaşımın aracılığıyla gittim. Küçük grubumuzun tiyatro gönüllüsü olan bu yakın arkadaşım sayesinde birbirinden güzel bir çok oyunu görebildim. Ona da buradan teşekkürlerimi iletiyorum.